Konya’da amatör liglerinden Beyşehir Belediyespor, bugüne kadar forma giymiş isimler, 75’inci Yıl Cumhuriyet Stadyumu’nda oynanan Beyşehir-Alibeyhüyüğü maçını birlikte izlemek için protokol tribününde buluştu.
Beyşehir Belediyespor’un ilk oyuncularından yeni kuşağa anlamlı
birlik ve beraberlik mesajı verildi, efsaneler daha sonra devre arasında kulüp
yöneticileri tarafından getirilen formalarını yeniden giymenin mutluluğunu
yaşadı.
Efsane isimler arasında Beyşehirspor'da bir zamanlar top
koşturan Beyşehir Belediye Başkanımız Adil Bayındır da diğer eski futbolcu
arkadaşları gibi mavi-beyazlı formayı yeniden giymenin onur ve tatlı heyecanını
yaşadı. Arkadaşlarıyla birlikte aynı forma altında günün anısına toplu olarak
hatıra fotoğrafı çektirdi, sonrasında ise tribünlerdeki Beyşehir taraftarını
selamladı.
Başkanımız Bayındır, anlamlı birlik ve beraberliğin yıllar
geçsede devam edeceğinin altını çizerek şunları söyledi; “Şu anda bizim
büyüklerimiz var aramızda, bizim dün hayranlıkla izlediğimiz Fahri abim, Ercan
abim, bizim lakabıyla söyleyelim Cinali abim, bir de Ali Geviş rahmetliyi
analım, Sırrı Bülbül abimi ve Kandemir kardeşimi benim takım arkadaşımı rahmetle
anıyorum." cümlelerine yer verdi.
Başkanımız Bayındır, "Şurada aynı kadroda oynadığım, bir
sürü arkadaşım var. Gürol, Aydın, Ertuğrul benim kuşağımı söylüyorum, bizden
sonraki kuşakla beraber şu an 3 kuşak Beyşehirspor’da futbol oynamış, Beyşehirspor
tarihine adını yazdırmış, tarihe mal olmuş güzel adamlarla beraber olmanın
onuru gururu ve heyecanı içinde bu sözleri söylemeye gayret ediyorum, hatta
işin aslı gözlerim doluyor. Çünkü aklıma o sahalarda verdiğimiz mücadelede
‘birimiz, hepimiz’ sloganı ile oynadığımız güzel abilerimiz, büyük
abilerimizden öğrendiğimiz bize futbolun terbiyesini öğreten Ali Muslu, Fuat
abi, Mustafa abi, bizim Beştoy abimiz bir sürü büyüğümüz var, belki unuttuğum
varsa bağışlasınlar.” ifadelerini kullandı.
BUNDAN SONRAKİ KUŞAKLARA DA ÖRNEK OLMAK İSTİYORUZ!
“Cinali abimiz dedik, Ali Geviş dedik, Ercan abi dedik, Sırrı
abi dedik, biz onlardan terbiye öğrendik, futbolun sahada ayakla oynandığını,
akılla oynandığını, centilmenlik olduğunu, bedensel gücü kardeş kardeşe, rakibi
de kardeş sayarak kullanmadığımızı, oyun içinde darbe almışsak birbirimizi
kaldırdığımızı unutmadık. Biz böyle öğrendik; futbolun böyle olması lazım.
Adını, formanın adını söylüyorum; Beyşehirspor’un nasıl bir halkın temsili
yapıldığını bilerek oynadık, hepsini yanımızda hissederek oynadık,
şampiyonluklar oldu, mağlubiyetler, galibiyetler oldu. Bizim büyüklerimizden
öğrendiğimiz tevazuyu kaybetmemekti. Sahadan ayrılırken yenileni kucaklamaktı.
Yeneni tebrik etmekti, böyle bir felsefenin adamı olduk, hep de
hayatımızda da bu bizim şiarımız oldu. Bütün arkadaşlarımda da izlenimim odur,
hep birbirimizden kopmadık, görüşürüz, bizden sonraki kuşaklarımız da öyle
oluyor, öyle oldular, aramızdalar. Bundan sonraki kuşaklarımızdan da
beklediğimiz; taşıdıkları formanın o Orta Anadolu’nun ortasında Allah’ın
lütfunu esirgemediği bir Beyşehir Gölü’nün kenarında kurulmuş, yıllarca,
asırlarca şehir olmuş, Beyşehir’in evladı olduğunu unutmamalarını onlara
buradan tavsiye ediyorum.
Zira taşıdığımız ünvan sıradan bir unvan değil hepimizin. O
yüzden Beyşehir’in gelecekte yetişen nesillerine şu tablonun örnek olmasını
istiyorum, ben büyüklerime buraya katıldığı için teşekkür ediyorum. Gurur
duyduk.”